Yeryüzünden Gelen Adam

İkinci kitabım çıktı. Bu da o kulağa tuhaf gelen şeylerden biri. İnsana kendini daha yazar hissettiriyor. Sanki daha önce birine söylesem Evet, ama sadece tek kitabın var, deyip saymayabilirlermiş gibi. Şimdiyse birini beğenmediyseniz diğerine gidin, diyebilirim. Tuhaf geliyor.

Her yerde kitap

Fotoğraf aşağı yukarı nasıl hissettiğimi açıklıyor. YKY’den gelen yazar kopyaları elime birkaç gün önce ulaştı. İnsan alışırım sanıyor; ama ne yalan söyleyeyim bu kitapla ilk kitap arasında elime ilk aldığım an açısından zerre fark olmadı. Kitapların sarıldığı kese kağıdını açarken ellerim titredi, ilk kapağın turkuaz parçasını görünce kalbim hızlı atmaya başladı, ve nihayetinde ellerimde kitabı görünce bir süre bu anın gerçekliğine inanamadım.

Kitabı tüm kitabevlerinde bulabilirsiniz. Idefix’ten, YKY’nin sitesinden ya da D&R’ın online mağazasından da edinebilirsiniz. Hatta D&R’ın internet sitesinde şu an hem bu kitap, hem de ilk kitap için büyük bir indirim var.

Açıkçası kitabı almanızı istiyorum; çünkü bu kitaba gerçekten güveniyorum. Gökyüzüne Düşen Kız’ın yeri tabii ki ayrı; ama Yeryüzünden Gelen Adam’ı yazarken bu sefer ne yaptığımı daha iyi biliyordum ve ortaya çıkan kitabın ilkinden daha iyi olduğuna canı gönülden inanıyorum. İşte bu yüzden de almanızı istiyorum. İlk kitabı okuyup da sevdiyseniz, ya da çocuğunuza, yakınınıza aldıysanız, bunu da alın. İçinde ilk kitapta olan her şey var. Üstüne bir de takımyıldızlar var.

Türkiye’de kitap çıkarmanın, o çıkan kitabı duyurmanın, satmasını sağlamanın, yeni baskıları getirmenin ne kadar zor olduğundan bahsetmeyeceğim. Bundan çok kez bahsedildi ve artık üç aşağı beş yukarı herkesin bir fikri var. Gökyüzüne Düşen Kız bir ilk kitaba göre oldukça iyi sattı. 1,5 yılda 3 baskı yaptı. İlk kitabı kitapçılarda bulamayanlar mutlaka istemeli. Raflarda olmayabiliyor; ama stoklarda var. Şimdi umuyorum ki hem GDK, hem de YGA okunur, elden ele dolaşır, ve ikisi de yeni baskılar  yaparlar.

Haliyle her yeni kitapta olduğu gibi bunda da teşekkürü hak eden bir yığın insan var. Kırmızı Saçlı Kız bu kitabın da ilk okuyucusuydu. Bana ilk taslaktan sonra ilki kadar sihirli değil, diyen oydu, ve eğer elinizde tuttuğunuz kitap yeterince sihirliyse, bu onun sayesinde oldu. Nil’in dedesiyle ilgili harika bir sorunu çözmüş olması da cabası.

Can Koçak, Hakan Tunç, Onur Selamet kitabın ilk taslağını okuyup uzun uzadıya yorumlarını yazdılar. Aldığım geri bildirimler arasında bazıları o kadar kritikti ki, o tavsiyelere uymasaydım kitap şu an olduğunun yarısı bile olamazdı.

İhsan Tatari’ye de ayrıca teşekkür etmem gerek. O ilk kitabı okumamıştı ve bu tam da bu yüzden, ilk kez bakan bir gözle kitabı incelemesi kitabı çok daha sağlamlaştırdı. Eleştirilerinin hepsi kitapta yerini buldu; ama sadece Tulub hakkında bir önerisini dinlememem bile, bu dünyayla ilk kez karşılaşan okurlar için sıkıntıya neden olurdu.

Bu kitabın Buket Topakoğlu’nun harika çizimleri olmadan aynı olmayacağının farkındayım, ve bunun için minnettarım. GDK için inanılmaz çizimler yapmıştı. YGA için yaptığı çizimlerse olağanüstü. Bir sonraki maceramızda elinden neler çıkacağını çok merak ediyorum.

YKY’deki harika editörüm Filiz Özdem. Tüm bu çılgınlıklar başlamadan önce sevdiğim yazarlarla ilgili makaleler okur, çalıştıkları mucizevi editörleri dinlerdim. Öyle bir editörü bulmanın zor olacağını düşünürdüm; ama talihin harika bir oyunu sayesinde kucağına düştüm. Bu seri, başka bir editörün elinde aynı seri olmazdı.

Nermin Mollaoğlu. Artık beni YKY’ye götüren bir dizi olayı, ve Nermin Mollaoğlu’nun onların içindeki devasa rolünü bilmeyen kalmamıştır. Onun enerjisi, hızı ve tüm koşturmacası arasındaki içtenliği sadece ajansının bünyesinde olmaktan dolayı değil, onu tanıyor olmaktan dolayı da çok sevindiriyor beni. Kaç kez küçük şeyler için ona danıştığımı, kaç kez sabırla bana cevap verdiğini, kaç kez doğru yolu gösterdiğini artık saymayı bıraktım.

Bir sürü insanı da unutuyorumdur kesin… ama böyle durumlarda hep birileri unutulmaz mı zaten?

YGA garip bir dönemde yazıldı, garip bir dönemde çizildi, garip bir dönemde basıldı. Her haliyle bende yeri ayrı, ve garip olacak. Kitabı abimin ölümünden bir ay sonra teslim etmiştim yayınevine. İlginçtir ki, kitabın çizimleri de Buket Topakoğlu’nun zor bir döneminden hemen sonra teslim edildi.

Çıktığı tarihte, bir yol ayrımındayım. Bu günlerde sık sık Neil Gaiman’ın Dağı geliyor aklıma.

Her zamanki gibi anlatmak istediğim bir sürü şey var; ama hepsinin kendi zamanını beklemesi gerekecek. Şu çılgınlıklar bir geçsin. Teker teker geçsin. Hepsinden bahsedeceğim.

O sırada, Gökyüzü Krallığı’nın 3. ve son kitabıyla uğraşmaya devam etmem gerek. Adı daha belli değil. Ya YBT olacak… ya da GP.

Herkese iyi bayramlar.

Reklam

Yazar: Orçun CAN

I write and read and shoot and watch - in reverse order.. // Yazıyorum, okuyorum, çekiyorum, izliyorum.. ama ters sırayla..

“Yeryüzünden Gelen Adam” için 2 yorum

  1. Bu yazıyı okuduktan sonra beklentilerim daha da arttı. Kitabı az evvel edindim, bakalım YGA’da Gökyüzü Krallığı’nda neler dönecek :). Bu arada biraz geç olsa da, bir de ben hayırlayayım. Hayırlı olsun yeni kitabın, umarım iki kitabın da bol bol baskısı çıkar.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: